19 Aralık 2013 Perşembe

14-pamuk şeker'in gazabı


Sabah gömleğimin düğmelerini en alttan iliklemeye başladığımda günün garipliğini anlamıştım. Ara sıra insanın soğuk havaya ve acımış çaya da ihtiyacı oluyor. Markette ayakkabılarım gıcırdayarak yürüyorum. Steril beyaz mermer tavandaki ışığı yansıtıyor. Renkler ve temizlik, reyonların arasında bedenimi gezdiriyor. Paketlenmiş ay çekirdeği içleri, paketlenmiş salatalık, paketlenmiş brokoli, paketlenmiş buzdolabı magnetleri ve plastik bardağın içerisindeki sıkıştırılmış pamuk şekeri görünce attığım iğrenç kahkaha. Kasiyer kızın gözleri kocaman, şaşkınlıkla bana bakıyor. Elimdeki sepeti önüne koyuyorum ve hiçbir şey almadan çıkıyorum.

Aklımdan bir nehir kenarında oturup sırtımı bir ağaca yasladıktan sonra suyun gidişini izlemek geçiyor. Belki farklı yönlere zıplayan iki balık görürüm. Belki de nehir birden durur. Aklıma Güney Hindistan da keşişlerle geniş bir ovada yürüme fikri geliyor. Belki avuçlarımın içini birleştirir vadinin ortasına otururum, bir rüzgar eser ve ben bunu düşüncelerimle yaptım zannederim. Belki de güneş batar bir turuncu ufukta. Ama ben bir Bar kapısından içeri giriyorum. Karanlığın içinde rengarenk ışıklar insanların üzerindeyken, ben dev sigara dumanının içinden geçiyor ve yağlı siyah boyayla boyanmış duvarlara sürtünerek barmene kadar gidiyorum. Uzun bar taburesine oturuyorum. Etrafımda yüzleriyle ve üzerindeki kumaşlarla gurur duyan insanlar görüyorum. Dans ediyorlar renklerin ve dumanın içinde. Parmak uçları kadehlere izlerini bırakıyor. Uzun gölgeler. Dev kahkahalar. Sabah bende bir tanesini bırakmıştım havaya. Ama şimdi farklı. Şimdi gurur var. Bendeki tiksintiydi. Karşımda ağızlarıyla pipetlerini arayanlar, sizinle ilgilenmiyorum. Çünkü ben bu partiye cesetlerimle geldim.

Dikkatini çekmemeliyim. Avuçlarıma kadar alkollüyüm. Senin tarafına bakmıyorum, senin tarafın aynı anda benim tarafım değil. Çünkü dumandan gözlerim yanıyor. Odak noktalarım kayboldu. Bir bira daha söylüyorum. Çünkü yapacak daha iyi bir şey yok. Çünkü sigara gırtlağımı çöle çevirdi. Kollarıyla beni itekliyor bir adam, ki ben nedenini hatırlayamıyorum. Elimdeki şişe sol kaşının üzerinde paramparça oluyor. Apar topar koluma giren kişiler tarafından apar topar dışarı çıkarılıyorum.Burnumdan üst dudağıma inen kanı elimin tersi ile yanağıma bulaştırıyorum. Ama durmuyor. Karşı kaldırıma oturuyorum. Avuç içimde kirli kan. Bir el ve bir peçete uzanıyor önüme. Umarım sigaran da vardır diye söyleniyorum. Elimdeki kan sigaranın beyazına bulaşıyor. Üzerime göz gezdiriyorum. Gömleğimin iki düğmesi kopmuş. Gülüyorum. Sırtımı ağaca yaslar gibi duvara yaslıyorum. Çünkü yapacak daha iyi bir şey yok. 


rohan s. kaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder