22 Ağustos 2012 Çarşamba

4 gün

Kimsenin uğramadığı bir otelde sigara paketini elime alırken son sigarama bakıyordum. Senin son gelişini hatırlattı bana sen hala kapıdasındır diye çıkamamıştım evden, sigarasız kalmıştım. Ne olacaksa olsun diyerek rüzgardan koruyarak titrek ellerimle 1 liralık çakmağımın ateşiyle yaktım son sigaramı. Bulunduğum yere en yakın sigaracı 30 km ve benim ehliyetim yok. Otelde yan odadakilerden istedim sigarayı bırakmışlar. Yada öyleymiş gibi yaptılar. Para vermeyince sigara isteyen karanfil sokağındaki küçük peçeteci çocuk geldi aklıma. Vermemiştim ona sigara acaba her şeyin, yalnızlığımın, aldatılmanın , bu hüznün ; kısacası tüm kötü şeylerin sebebi miydi ? Zaten hayatı nefret ettiği , tiksindiği , zaman zaman imrendiği insanlardan para koparmaya çalışarak geçen birinden sigaranı niye esirgersin ki ? Ama bir çocuktu daha . Bir romandaki adam geldi aklıma hayatı ve ailesini reddetmişti umursamıyordu hiç bir şeyi aşklarını, akrabalarını vs... Çalışmıyordu mesela .Reddetmişti maaş almayı. Ama tek dayanamadığı nokta çalışan çocuklardı. Acaba o ne yapardı bu durumda diye merak ettim. Çocuğa oturmasını işaret ettim kafe sahibi yanımıza yaklaşırken .

-Ne satıyorsun?
-bunu ..
- kaça gidiyorsun
- 2
- okumayı öğrendin o zaman ?
- evet
- ne yazıyor orada ? dedim elindeki tek kullanımlık mendillerin olduğu 5li paketi göstererek.
- Mendil dedi. elindeki paketi ters tuttuğunu bile bilmeden .

çünkü o daha çocuktu.

Yatıp uyumaya karar verdim sigarasızlıkla baş etmenin bir yöntemi olarak. Beni aldatanlara karşı aptala yatardım.  Sevenlere karşı ise Kerem'i oynardım.Sonunda yanarak ölmek olsa bile. Bana acıyanlara garibanı oynardım. Sevmeyenlere ise gururlu bir İngiliz kontu olurdum ta ki arkadaşlarımın "sana kız mı yok " diyerek benim geldiğim yeri hatırlatana kadar.

Kahvaltı da haal sigarayı düşünen bağımlı bedenim benim gibi bir çok insanın olmasıyla sende onlar gibisin bunda bir anormallik yok dedirtti bana. Yine güneş batarken ıssız otelde yeni bir güneş doğdu akşama doğru . Nöbeti devralmıştı adete .Hani her zaman tanıyormuşcasına her gün doğan güneş gibi 
 ama bu sefer akşam doğdum der gibi. 
Dünden kalan rakımıza devam ettik babamla. Sazda vardı ama az vardı. Ya da ben duymadım .Göremiyordum. Hissedemiyordum. Sanki Çernobil bir daha patlamıştı ama hemen yanımda . 3-4 sandalye kadar .Cemal Süreyya nın Üvercinkasında bir dize vardır : Kadeh tutuşların geliyor aklıma diye. Şimdi daha iyi anlıyorum onu ne demek istediğini. Aslında şimdi tüm şairleri anlıyorum.Küçük İskender hariç onu zaten anlamadığım için seviyorum ben. 

Kararım kesindi ona oynamayacaktım kimseyi ne keremi ne de diğer yananları çünkü belki kendi hikayemizi yazardık. Çünkü yorulmuştum da tek atımlık kalbim vardı hissediyordum bunu. Çünkü... çünkü Çernobili bilmezsiniz siz anlatamam da.

Hepimizin bildiği ışık kapladı ortalığı. Bildiğin güneş. Doğdu ve battı. O gece ışıksız kaldım . Çünkü balkonumda elime geçen 2 kırmızı paket, lise yıllarında içtiğim sigarama kavuşmuştum. Dedim ya oynamıyorum artık diye. Ben balkonunda sigarasıyla Hakan Günday romanıyla mutlu olan bir adamdım. Hiç bir iddiam  yoktu hayatta. Ama sanırım onu en çok ben sevebilirdim. Ya da kimsenin öpmediği gibi öpebilirdim. 

Dördüncü gün bakamadım gözlerine , bakınca neler olduğunu biliyordum çünkü. İnsan bilmediğinden korkarmış,bok yemişler. İnsan sonunu bildiği şeylerden daha çok korkar. Gidiyordum kimsenin olmadığı oradan . Ama herkesin yerini kaplayabilecek birini görerek. Nasıl bakayım gözlerine. Rüzgar kokusunu estirdi bana doğru onun hiç haberi olmadan. Sonuçları göze alarak çektim içime . Tüm hücrelerime gitsin diye nefesimi tuttum.

Giderken gözlerini aradım her şeye razıydım. Bakacaktım taaa içine kadar. En derine kadar . Korksun benden diye . Çünkü ben çok pis severim. Sevilenler bilir. Ben gözlerine bakmayı göze aldıysam eğer oda bakılınca neler olduğunu anlasın diye.
Otobüsüme binip giderken her şey eskisi kadar hüzünlüydü . Kimseyi sevemediği için hüzünlenen  , onu sevdiği için hüzünlendi...


Pilli bebek - eylül akşamı 


a.u





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder